Antakya insanının da kendi kültür ve mutfağına sahip
çıkmamasından dolayı yanlış ve bilinçsiz yorumlar türedi. Ve
burada bizim savaşımız başladı. İnsanlara doğruyu, keyifliyi
ve lezzetliyi kendi imkanlarımla tanıtma savaşı. Niye savaş
diyorum; ne yazık ki çok büyük bir tüketim ve yok etme toplumu
haline geldiğimiz için popülasyon yönünde bilinçsizce
tüketiyoruz, arkasını ve doğruluğunu düşünmüyoruz. Bir iki
popüler insan beğendi diye, kötü ise kötü bile diyemiyoruz.
Popülasyon karşısında hakkımızı veya değerimizi savunamıyoruz.
Genel anlamda yok olmaya yüz tutmuş Türk mutfağını koruyamıyor
ve batı mutfaklarına benzesin diye yok ediyoruz. Biz işte bu
zihniyetlerle ve basitlikle savaşıyor ve ayakta kalmaya
çalışıyorum. Dünyanın her yerinden gelen insanlar bizim
mutfağımıza hayran kalırlarken biz niye onlara benzemeye
çalışalım? Bırakın onlar bize benzesin. Ne kadar zahmetli
olursa olsun yeter ki doğru ve lezzetli ürünü ortaya
çıkaralım. İşte biz de bu nedenle gerçek Antakya mutfağını,
evimizin mutfağını tanıtmak için kolları sıvadık ve
çalışmalara başladık.